Ekim’in Yirmidördü
Bugün eksildi bir yanım,Dün vardı yarında olacak sandım.İstedim ki hafiflet beni öğütlerinle,Hissettiğim şeyleri sana anlatmalıydım, Olmamanı kabullenmek kor,Alışkanlık mı, bağlılık mı anlamıyorum.Annem dizlerine yatıp başımı
Bugün eksildi bir yanım,Dün vardı yarında olacak sandım.İstedim ki hafiflet beni öğütlerinle,Hissettiğim şeyleri sana anlatmalıydım, Olmamanı kabullenmek kor,Alışkanlık mı, bağlılık mı anlamıyorum.Annem dizlerine yatıp başımı
Acının dağlandığı anlar vardır… Aramaya gerek yok, o gelir bulur… Beraber gidilen bir lokantanın kapanması bile üzüntüdür… Veyahut lokantanın yerine dükkânı çiçekçinin tutması… Gözyaşından çorba
Ağır adımlarla yürüyorum meydanı geride bırakıp. Caddede hafif esen kahve kokusu nümayişten. Tuhaf bir güruh yetmiş iki millete göre bakıp, Gözümde eski bir fotoğraf canlanır
Kasım’ın ortasıydı, belki de başı bilmiyorum, Hani vedalaştık sarıldım sana köşe başında. Aklımda sen vardın, üzerimde senin kokun, O günden beri ne varım ne yokum.
Bir başkaydı o zamanlar, Bulut başka, mevsimler başka. Simit bile başka kokardı mesela, Bakarsan o ben başka bu ben başka. Bu hangi dem bu neyin
Bir umut olsa diyorum bazen, Koşup sana gelmek için yanıyor bu beden. Hayatımın anlamını yitirip unuturken, Bir tek seni çıkaramıyorum evvelimden. Adına hasret demişler gurbetin,